Türkiye'de Sanat Yönetimi Mesleğinin İncelenmesi / Makale Çalışması

 

Türkiye’de Sanat Yönetimi Mesleğinin

İncelenmesi


          

Cansu Başak Ulusu

 

 

 

 

 

 

 

 

                                              (2020-2021)

 

                                   

TÜRKİYE’DE SANAT YÖNETİMİ MESLEĞİNİN İNCELENMESİ

 

Özet

Bu çalışma Türkiye’de gerçekleştirilen sanat yönetimi mesleğinin daha yakından tanınması, sanat koordinatörlüğü yapacak olan kişilerin sahip olması gereken genel özellikleri, bir sanat etkinliğinin sahnelenmesine kadar geçen süreçteki aşamalar, etkinliklerin yönetim, eleştirmen, sanatçı, geribildirimlerinde yaşananlar, ulusal ve uluslararası düzeyde sanat yönetmenliği mesleğinin güncel durumu hakkında detaylı bilgilere ulaşmak amaçlı gerçekleştirilmiştir.

Türkiye’deki sanat ve müzik yönetimi ile ilgili çalışmak ve bu konuda meslek edinmek isteyenlere ışık tutması açısından önemli görülen çalışmada araştırma modeli olarak Betimsel araştırma kullanılmıştır. Alanının güncel durumunu betimlemek ve değerlendirmek amaçlı sosyal bilimlerin bütün araştırma alanları başta olmak üzere, gazetecilik, hukuk, iş dünyası, tıp gibi birçok alanda profesyonel bir teknik veya yardımcı bir başvuru aracı olarak kullanılmaktadır veri toplama araçlarından derinlemesine görüşme yönteminden yararlanılmıştır. Bu çalışmada görüşmeler yapılandırılmış görüşme tekniği ile gerçekleştirilirken, sorular önceden belirlenmiş sohbetin görüşmenin sınırları önceden kısmen çizilmiştir.

Araştırmanın örneklemini oluşturan alanında uzman Türkiye’de tanınmış bir kişi olan müzik koordinatörü kişilerin samimi ve içtenlikle verdiğini düşündüğümüz cevapları sayesinde alan hakkında aydınlatıcı bilgilere ulaşıldığı düşünülmektedir. Aslında sanatın her dalı ile alakalı olan bu kişilerin yoğunluk olarak müzik sanatına yönelmiş ve kendi alanlarında neredeyse uzmanlaşmış, bilirkişiler olduğunu düşünürsek literatüre katkıda bulunacağı düşünülen çalışma bu mesleğe gönül verenlere yol gösterecektir.

 

 

Anahtar Kelimeler: Sanat, Sanat Yönetmeni, Müzik Koordinatörü

 

 

Giriş

 

 

Sanat artık hayatımızın her alanında var olan günlük hayatımızda fark etmeden sürekli içinde kendimizi bulduğumuz bir kavram haline gelmiştir. İnsanlarda sanat anlayışı, bilgisi ve kültürü arttıkça sanat kendi içinde yeni dallara ayrılma gereği duymaya başlamıştır. Gelişen dünyada her dalda olduğu gibi sanat dalında da yeni meslek dalları ortaya çıkmış yeni medyanın da gelişmesiyle sanat yönetimi oldukça önem kazanmıştır.

 Sanatı anlatırken aslında tek bir kelime ile anlatmamız mümkün değildir. Her ne kadar somut bir kavram olarak karşımıza çıksa da soyut yönü de oldukça fazladır. Sanat kavramını özümsemek için birçok kaynaktan yararlanmak gerekmektedir ama özet olarak tanımlamak gerekirse, sanat sanatçının içinde yaşadığı duyguları estetik bir şekilde dışa vurmasıdır. Bu dışarıya vuran duygunun sanatı algılayan kişiye haz vermesi, sanatı algılayan kişinin duygu yoğunluğu bakımından yükselmesi, kendi iç dünyasından bir şeyler bulması amaçlanır. Sanat ’’ insanlara haz vermeyi amaçlayan özel bir faaliyet olduğudur’’ Tolstoy (1898)  Haz, insan ruhunu yüceltir ve yükseltir. Kişiye güzel duygular, hazlar veren sanat başarılı sanat olarak adlandırılır. Türk Dil Kurumumuzun tanımına göre de sanat’’ bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık’’ tanımlanmıştır. (TDK) Kant ise sanatın tanımını yaparken ’’ belli kalıplar içine konulamayan ve estetik olan insan duygularının dışa vurumudur ’’ cümlelerini kullanmıştır. Sanatçının birçok kendini ifade etme biçimi vardır bunlar resim, müzik,  edebiyat, dans, heykel, şiir olarak karşımıza çıkar. Bu dallar zamanla yönetilmeye ihtiyaç duymaya başlamıştır. ‘’ Toplumun sanat ihtiyacının nasıl yönlendirileceğinin bilinmesi gerekmektedir  ‘’ (Erbay,2009,37-38). Sanat yönetmeni sanatın birçok dalı hakkında genel bir bilgiye sahip olan uyuma, estetiğe, koordinasyona önem veren kişi olarak tanımlanabilir. Yönetici genel olarak kendi kişisel zevklerine göre sanatı yönetir fakat yönetirken toplumun beğenisini de düşünür. Sanat yönetimi,   ayrıca:   çevrenin politik,   ekonomik, toplumsal ve ideolojik koşullarının etkisi altında olmakla birlikte; yöneticilerin kişilikleriyle de sıkı sıkıya bağlıdır (F.Erbay,2009,23).Tabi ki Sanat Yönetimi de kedi içinde dallara ayrılır örneği tiyatrolardaki sanat yönetmenleri, sanat galerilerindeki sanat yönetmenleri, dizi-film sanat yönetmenleri ve müzik sanat yönetmenleri. Müzik sanatı sanatın en güzel dallarından biridir (Say,2015). Müzik sanat yönetmenleri için müzik koordinatörü ismi de yer yer kullanılır. Bu kişiler operalarda, kültür merkezlerinin müzik-konser departmanlarında, orkestralarda, müzik festival organizasyonlarında, belediyelerin kültür işlerinde vb. yerlerde görev alırlar. Aslında sanatın her dalı ile alakalı olan bu kişiler yoğunluk olarak müzik sanatına yönelmiş ve kendi alanlarında neredeyse uzmanlaşmış, bilirkişilerdir.

 

Problem

Hakkında çok yaygın bilgi sahibi olunmadığı ancak giderek yaygınlaşmakta olduğu düşünülen bir meslek dalı olan, sanat yönetimi çalışma alanının, özellikle müzik konusundaki çalışma konuları ve bu alanda çalışmakta olan uzman kişi görüşleri bu çalışmanın problemini oluşturmaktadır.

 

Amaç

Bu çalışmada Türkiye’de sanat koordinatörlüğü mesleğinin çalışma alanlarının incelenmesi, müzik yönetimi ile ilgili fikir ve düşünceler eşliğinde bu mesleğin daha yakından tanınıp özümsenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla Türkiye’de alanında başarı ile çalışmakta olan uzman bir sanat koordinatörü ile yapılan röportaj vasıtası ile şu sorulara yanıt aranmaktadır.

 

Alt Amaçlar

1.Sanat koordinatörünün genel özellikleri nelerdir?

2. Bir sanat etkinliğinin belirlenmesinden sahnelenmesine kadar olan süreç nasıl gerçekleşmektedir?

 3. Gerçekleştirilen etkinliklerin yönetim, eleştirmen, sanatçı ve seyirci geri bildirimlerinde neler yaşanmaktadır?

4. Müzik etkinliklerinin organizasyon sürecinde neler yaşanmaktadır?

5. Ulusal ve uluslararası düzeyde sanat yönetmenliği mesleğinin güncel durumu ile ilgili değerlendirmeler yapabilir misiniz?

 

 

Önem

Türkiye’deki sanat yönetimi ve müzik yönetimi ile ilgili çalışmak ve bu konuda meslek edinmek isteyenlere ışık tutması bu araştırmanın önemi olarak belirlenmiştir.

 

 

Sınırlılıklar

Bu çalışma Süreyya operası Sanat Koordinatörü Sibel Tüzün’ün konu hakkındaki görüşleri ile sınırlandırılmıştır.

 

Sayıltılar

Sibel Tüzün’ün cevaplarının samimi ve içten ve güvenilir olduğu varsayılmaktadır.

 

 

Yöntem

Çalışmanın bu bölümünde çalışmanın nitel veya nicel anlatım durumundan, kullanılan araştırma modelinden, evren ve örnekleminden verilerin toplanmasından ve çözümlenmesinden bahsedilmiştir.

 

Araştırma Modeli

Bu çalışma nitel araştırma özelliğindedir. Amaçlar doğrultusunda görüşler nitel olarak ortaya konmuştur. Araştırmanın amacına uygun olarak Karasar’ın (2020:212) daha çok ne tür soruların ne şekilde sorulup hangi verilerin toplanacağının önceden ayrıntılı biçimde planlandığı teknik olan yapılanmış görüşme modeli kullanılmıştır.

Araştırma modeli olarak betimsel araştırma modeli kullanılmıştır. Türkiye’deki sanat yönetimi alanının güncel durumunu betimlemek ve değerlendirmek amaçlıdır.

 

Evren ve Örneklem

Araştırmanın evreni Türkiye’deki tüm sanat koordinatörlüğü mesleğinde çalışan kişilerdir. Karasar’ın (2020:148) belli bir evrenden belli kurallara göre seçilmiş evreni temsil ettiği kabul edilen küme olarak tanımladığı, örneklemi ise bu konuda uzman ve tanınmış kişi olan Süreyya Operası Sanat Koordinatörlerinden biridir.

 

Veri Toplama Araçları

Bu araştırmada derinlemesine görüşme tekniğinden faydalanılmıştır. Derinlemesine görüşme sosyal bilimlerde veya sosyolojide en sık kullanılan araştırma yöntemlerinden biridir.20.yyın son çeyreğinde pek çok sosyal bilim alanında görüşme etkili bir veri toplama yöntemi olarak yerini almıştır. Görüşme, sosyal bilimlerin bütün araştırma alanları başta olmak üzere, gazetecilik, hukuk, iş dünyası, tıp gibi birçok alanda profesyonel bir teknik veya yardımcı bir başvuru aracı olarak kullanılmaktadır (Kahn, Cannel: 1983: v).

Bu yöntemde sadece konuşma ve dinleme gibi herkes tarafından kullanılan temel becerin gerektiği düşünülebilir ancak görüşme; beceri, duyarlılık, yoğunlaşma, bireyler arası anlayış, öngörü, zihinsel uyanıklık ve disiplin gibi pek çok boyutu kapsamaları açılarından hem bir sanattır hem de bir bilimdir.

Nitelikli bir görüşmede varsa slayt vb. şeyler önceden belirlenmiş, hazırlanmış olmalı ve ciddi bir amaç için yapıldığı belli olmalıdır. Görüşmenin amacı bireyin iç dünyasına girmek ve onun bakış açısını anlamaktır. Görüşme yolu ile kişinin deneyimlerini, tutumlarını, düşüncelerini, yorumlarını, niyetleri, zihinsel algıları, tepkileri durumlarını gözlenemeyenleri anlamaya çalışılır. Bu süreçte karşı tarafın daha dürüst, rahat, doğru tepkilerde bulunmasını sağlamak görüşmeye katılan araştırmacının temel görevlerindendir. Görüşmede iki taraf birbiriyle etkileşim halinde olan eşit bireyler olarak algılanmalıdır. Derinlemesine görüşme, etkileşimin her iki tarafında bulunan kişilerin karşılıklı ortak çabaları sonucunda bilginin ve anlamın inşa edildiği bir süreçtir. (Hostein&Gubrium 2004: 141).

Nitel araştırmalarda çok sık başvurulan veri top lama tekniği olan görüşme, görüşülen kişilere kendilerini birinci elden ifade edebilme fırsatı verirken, araştırmacı ya da görüşme yaptığı kişilerin anlam dünyalarını, içinde bulundukları özel durumlara ait duygu, düşünce ve tecrübelerini yine onların ifadeleri yardımıyla derinlemesine anlama imkânı sunar (McCracken 1988: 9)

Görüşmeyi türü olarak ikiye ayırabiliriz. Yapılandırılmış ve yapılandırılmamış görüşme. Bir doğrunun iki ucunu temsil etmektedir, bir yanda önceden belirlenmiş biz dizi soru ve yanıt isteyen yapılandırmış görüşme, diğer yandan açık uçlu sorular içerek yapılandırılmamış görüşme.

 Yapılandırılmış görüşmede amaç görüşülen bireylerin düşüncelerini saptamak karşılaştırmaktır. Bu çalışmada görüşmeler yapılandırılmış görüşme tekniği ile gerçekleştirilmiştir. Sorular önceden belirlenmiş sohbetin görüşmenin sınırları önceden kısmen çizilmiştir.

 

Bulgular

 Sanat koordinatörünün genel özellikleri ile ilgili bulgular,

       Bir meslek olarak sanat koordinatörlüğü, Sanat yönetmenliğinin çok zevkli bir meslek olduğunu söyleyebilir ama karar mercii olduğundan dolayı zor yanları da olabilmektedir. Sanat yönetmenliği genel bir ifade ile ‘’sanatı koordine eden bir kurum’’ olarak tanımlanabilir.

Sanat koordinatörünün mesleki ve kişisel donanımları hakkında yorum yapmak gerekirse, farklı donanımlara sahip insanlarda bu mesleği icra edebilmekte. Klasik müzik geçmişi olan, konservatuar mezunu,  müzikoloji mezunu veya sanat yönetimi okumuş sanatın farklı dallarında boy göstermiş kişiler de bu meslek dalında çalışabilmektedir. Ama röportaj gerçekleştirdiğimiz Gizem Hanım işe alınırken müzikal çevreden olmamasına dikkat edildiğini belirtmiştir. Kendisi güzel sanatlar lisesinden mezun olmasına rağmen bu meslekle ilgili bir kariyer tercih etmemiş başka dallara yönelmiştir. İşe başvurduğunda müzikle ilgili bir çevreden olmamasının işe alınmasında büyük etken olduğunu belirtiyor, bunun sebebi olarak kurumda çalışan kişilerin sanatçılarla aralarında bir ego çatışmamasının olmaması veya işler hakkında sanatsal yorumlar yapmaması gerektiğini düşünüyor.

            Bir sanat koordinatöründe olması gereken temel donanımlar olarak pratik düşünme, iyi ve güzel iletişim, hızlı karar verebilme, aynı anda birçok şeyi düşünebilme gibi temel özelliklerin olması gerektiğini ifade ediyor röportajımızda çalıştığı kurumda (Süreyya Operası) organizasyonun başından sonunda her ayağında ve bölümünde bulunduğundan, aslında her birim için ayrı ayrı kişilerin olması gerektiğine vurgu yapmakta, İKSV gibi büyük bütçeli kurumların her birim için ayrı ayrı kişilerin görev aldığını bu şekilde daha sağlıklı bir yönetim gerçekleştirilebileceğinin düşüncesindedir.

            Büyük kurumlarda çalışan sanat yönetmenlerinin görev yetkileri konusunda kişisel oldukça büyük bir yetkileri olduğundan bahsetmekte. Fakat her kararı tek başlarına vermediklerinden, bir sanat kurulu tarafından kararların alındığından, ortak çalışma ve fikirlerle işlerin yürütüldüğünden, sanat kurulunun ise Kültür Müdürlüğüne bağlı olduğundan aslında her işin bir zincir gibi birbirine yetki olarak bağlı olduğunu belirtmekte.

Sanat koordinatörlerin yaşadığı genel zorluklar arasında en çok maddi imkânsızlıklardan rahatsız olmakta. Kamu kuruluşu olmaları sebebiyle belirli bir bütçe ile çalıştıklarından ve istedikleri şekilde her işi yapamadıklarını belirtmekte. Örnek olarak Fazıl Say konserinin kaşe olarak çok yüksek olduğunu böyle bir organizasyon yapmanın kendileri için düşük gelirli bir organizasyon olacağını bu sebepten yüksek kaşeli işlerden bazı zamanlar kaçındıklarını söylemekte. Diğer zorluklar olarak ise, organizasyon iptallerinin yönetmenleri zorladığından, afişlerin, biletlerin tekrar düzenlenmesi gerektiğinden veya para geri iadelerinin yapılmasının onları zorladığını ifade etmekte.

            Sanatı koordine ederken üstünde durulan konulara değindiğimizde Gizem Hanım, kaliteli ve doğru iş yapmanın önemine vurgu yapmakta. Adil olma duygusunun kendisinde fazlasıyla olduğunu ve buna çok önem verdiğini belirtmektedir. Bireysel düşüncelerden uzak olmanın önemine vurgu yapmaktadır.

            Sanat koordinatörü olan bir kurumun gerçekleştirdiği etkinlik ile sanat koordinatörüne sahip olmayan bir kurumun gerçekleştirdiği etkinlik arasındaki farklılıklar hakkında, sanat yönetimi olan bir kurumda daha az karışıklığın olacağından bir yöneticinin olmadığı bir kurumda karışıklığın kendini göstereceğinden bahsetmekte. Ayrıca sanat yönetmeni olan bir kurumun yapacağı işlerin kalitesinin daha yüksek olacağını, bir yöneticinin bu tarz kurumlarda bulunmasının şart olduğu düşünmektedir.

 

Bir sanat etkinliğinin belirlenmesinden sahnelenmesine kadar olan süreç ile ilgili bulgular

Yıllık sanat etkinleri programının belirlenmesi sürecinde Nisan ayının ilk haftası sanatçıların veya sanat topluluklarının özgeçmiş, yapılan işlerin görüntü kayıtları, sunacakları işin görüntü kayıtları, konser programları gibi dokümanların içinde bulunduğu bir dosya ile başvuru merkezine başvuruda bulunduklarını belirtmekte. Bunun dışında sanat kurulunun sahnelerinde görmek istediği sanatçı veya sanat topluluklarıyla iletişime geçtiklerini, sahnelerinde olmaları için teklifte bulunduklarını, bu gelen ve sunulan teklifler sonucu sanat kurulunun bir yıllık program çıkardığını, sanatçıları veya sanat topluluklarına karar verdiğini belirtmekte. Herhangi bir değişiklik(hastalık, organizasyon tarihi değişimi) olması durumunda sahnede olması için bir yedek liste hazırladıkları işlerini her zaman sağlama almak istediklerini ifade etmekte.

Sergilenmesine kadar gelişen aşamalarda ilk aşama olarak konser tarihi ve kaşe belirlenmesi olduğunu belirtmekte. Konser tarihinde anlaşmaları sonucu diğer aşamalar olan sırasıyla; Konser programlarının, süre ve bölümlerinin netleştirilmesi, afiş ve güncel görüntü, fotoğraf ve biyografilerinin istenmesi gelen dokümanlar sonucu afiş ve broşürlerin hazırlanması, konser satışının başlaması, Konser tarihi yaklaştığı zamana yakın prova saat ve günlerinin belirlenmesi, piyano seçimi isteniyorsa akort yapımı, Sanatçının veya belediyenin özel davetli listesinin istenmesi ve davetiyelerin yollanması, sanatçının ulaşımı şeklinde sıralamaktadır.

Bu süreçler yaşanırken oturmuş bir düzene ve herkesin görevini iyi yapması sonucu çok sık aksaklık yaşanmadığını söylemekte. Gelen ekiplerin kendi içlerinde aksaklık yaşadıklarını ama bu durumun kurumla bir ilişkisi olmadığını değinmekte.

 

 Gerçekleştirilen etkinliklerin yönetim, eleştirmen, sanatçı ve seyirci geri bildirimleri ile ilgili bulgular.

            Röportajımızı gerçekleştirdiğimiz Sibel Hanım şikâyetler ve geri bildirimler hakkında olarak bazen şikâyet aldıklarını, işin doğasında eleştirinin olduğunu bu durumların onları geliştirdiklerini belirtmekte. Şikâyetlere örnek olarak ise konser saat ve tarihlerinden memnun olmadıklarından, konserler hakkında kötü eleştiri çok almadıklarından bahsetmekte. Gelen eleştiri ve yorumları ciddiye aldıklarını tek tek değerlendiklerini cümlesine eklemektedir.

Gazetelerde sanat yazarları geri bildirim olarak güzel şeyler yazdıklarını, sanatsal olarak çok şikâyet almadıkların, sanatçılarla ve sanat çevresi ile aralarının daima iyi olduğunu belirtmekte.

 

Müzik etkinliklerinin organizasyon süreci hakkında bulgular

            Bir konser organizasyonunun aşamaları için 2.Alt amaç sorumuzun içinde cevabı belirtmiştir. Cevap olarak;  konser tarihi ve kaşe belirlenmesi olduğunu belirtmekte. Konser tarihinde anlaşmaları sonucu diğer aşamalar olan sırasıyla; Konser programlarının, süre ve bölümlerinin netleştirilmesi, afiş ve güncel görüntü, fotoğraf ve biyografilerinin istenmesi gelen dokümanlar sonucu afiş ve broşürlerin hazırlanması, konser satışının başlaması, konser tarihi yaklaştığı zamana yakın prova saat ve günlerinin belirlenmesi, piyano seçimi,  isteniyorsa akort yapımı, Sanatçının veya belediyenin özel davetli listesinin istenmesi ve davetiyelerin yollanması, sanatçının ulaşımı şeklinde sıralamaktadır.

            Konserler için belirlediğiniz sanatçı ve sanat topluluklarını seçmek konusunda 1.alt amaç sorumuzun içinde yanıtını belirtmiştir; Sanatçıların Süreyya Operasında sahne almak için eserlerini ve kedilerini kurula sunduklarını veya kurulun belirlediği sanatçı veya sanat topluluklarına teklifte bulunduğu belirtmiştir. Cümlelerine ek olarak sahnelerinde bazen öğrenci ve genç müzisyenlere yer verseler de genelde virtüöz seviyesine gelmiş sanatçılarla çalıştıklarına değinmektedir.

            Müzik etkinliklerinin diğer sanat etkinliklerine göre farklılıkları olduğunu söylemektedir. Bir resim veya kostüm sergisinde eserlerin alınmasından sergilenmesine kadar olan aşamayı düzenlediklerinden, Eserler ve sanatçılar hakkında bilgi toplayıp broşürlere veya afişlere yazdıklarından. Eserlerin taşınmasından sergilenmesine kadar olan her aşamada birinci sorumlu kişi olarak rol aldıklarından bahsetmektedir.

 

Ulusal ve uluslararası düzeyde sanat yönetmenliği mesleğinin güncel durumu ile ilgili bulgular

            Sibel Hanım Türkiye’de bu mesleğin yaygınlığının zamanla arttığını bu durumdan oldukça memnun olduğunu belirtmektedir. Ama dünya ile kıyasladığında ülkemizin biraz geriden gelmekte olduğunu düşünmektedir. Bunun sebebi olarak Avrupa da her adım başı bir kültür, konser merkezi olduğunu insanların daha kolay ulaşabildiği için sanata daha çok talepte bulunduğun, bu sebepten de etkinliklerin daha sık olduğunu ve mesleğinde daha hızlı geliştiğini belirtmektedir.

            Türkiye’deki sanat koordinatörlerinin olanaklarının, dünyadaki sanat koordinatörlerinin olanaklarına göre kısıtlı olarak gördüğünü belirtmektedir. Yine değindiği önemli nokta maddiyat konusudur. Bütçe olarak daha fazla olanaklara sahip olduklarını ve devletin bu konuda maddi olarak çok fazla imkân tanıdığını, bu sebeple çalışma alanları olarak daha geniş bir dünyaları olduklarından üzülerek bahsetmektedir.

            Dünyaya kıyasla etkinliklerin aşamalarını pek bilemediğini tekrar üzülerek belirtmektedir. Maddi olanaksızlıkların çalışma alanlarını kısıtladığından, bu sebeple dünya etkinlikleriyle bağlantılarının neredeyse olmadığından, aşamalar hakkında bilgisinin olmadığını belirtmiştir. Ama Türkiye’de dünya çapında etkinlik yapan kurumların varlığını da cümlesine eklemiştir. Bunlar İKSV(İstanbul Kültür Ve Sanat Vakfı Zorlu PSM (Zorlu Show Center) gibi İstanbul’da bulunan kurumlar.

 

Sonuç Ve Değerlendirme

1.Alt amaca ilişkin bulguların sonucuna göre,

      Sanatla ilgili organizasyonları koordine eden kişi olarak tanımlayabileceğimiz sanat yönetmeni mesleğine sahip olan kişilerin, organizasyon ve güzel sosyal ilişkiler kurabilme yeteneği, sanatsal bir bakış açısı, doğru karar verebilme, iletişim becerisi gibi birçok konuda donanıma sahip olması, ve birçok komplike yeteneği kendinde bulundurması gerekmektedir. Bu sanat organizasyonları, müzik etkinliği, resim sergisi, sergi, konser organizasyonu gibi her türlü sanat dalını kapsamakta olduğundan,  sanat yönetimi oldukça geniş kapsamlı ve kendi arasında da çeşitli dallara ayrılan bir meslek dalıdır ve böyle çok yönlü bir mesleği yapan kişilerin birden çok yeteneğe ve beceriye sahip olması gerekmektedir.

       ‘’Sanatı yöneten kişilerin sosyal ilişkilerindeki kuvvetlilikte saydığım diğer özellikler kadar önemlidir. Sanat yöneticisi, kurumundaki tüm personeliyle,  sanatçılarla,  bağış yapan kurum-kişilerle,  sürekli ve etkin bir iletişim içinde olması gereken kişidir. Bir sanat yöneticisi, -kaynakların çoğu zaman kısıtlı olması nedeniyle-projeler için güven ve motivasyon ortamı oluşturabilen;  proje ekibindeki takım arkadaşlarının başarmaya yönelik enerjisini maksimum düzeye çıkarabilen bir lider olmalıdır. Bir sanat yöneticisinin kişisel gelişim sağlaması gereken başlıca yetkinliklerden biri, çok yönlü işler yapma becerisine sahip olmak ve aynı anda tamamlanma aşamasına gelen birçok proje olduğunda, paniğe kapılmadan doğru kararlar vermeye ve bu kararları etkin biçimde uygulamaya devam edebilmektir ‘’ (Littman,  2004,35-37).

  Bir yöneticinin sahip olması gereken bir takım özellikler olarak;

         Planlama: Planlama,  ne  yapılacağının  önceden  kararlaştırılmasıdır. Yönetici,   ileride   yapılacak   olan   işleri   ve   nasıl   yapılacağını   planlarken mevcut ve geçmişteki ekonomik ve sosyal değişmeleri de düşünüp, tahminde bulunmaktadır. Toplumun kültürel hareketliliği, kültürel öğelerin karışımı ve önem   sırasının   değişmesi,   yapılan   planın   sonucunu   etkileyebilmektedir. Planların uzunluğu ya da kısalığı önemlidir (Erdoğan,1975:61-63-66). Sanat  yönetiminde;  plan-program,  daha  iyi  yönetme  çabası  vardır. Sanat  organizasyonları,  bir  amaç  için  bir  araya  gelmiş  insanların  yaptıkları planlı çalışmalardır.

        Koordinasyon: Koordinasyon, örgütün karmaşıklığı ile doğru orantılı olarak  önem  kazanan  bir  haberleşme  sisteminin  fonksiyonudur.  İşletme içinde  yer  alan  kişilerin,  özellikle    gruplarının,  kültür  öğeleri  arasındaki benzerlik  veya  yakınlık,  gruplar  arası  koordinasyonun  ilk  şartı  olacaktır. Yöneticinin  oluşturacağı  grupları  çok  iyi  tanıması  da  önemlidir.  Eğer  böyle olursa  ilişkiler  kolaylaşır.  Koordinasyonun,  sorumluluk  ve  örgütle  ilgili olduğu düşünüldüğünde, gelişmiş ülkelerde daha başarılı uygulanacağı kabul edilir.

       Örgütlendirme:  Örgütlendirme,  işlerin,  yetkilerin  ve  sorumlulukların belirlenmesi  olduğuna  göre,  görev  ve  mevkiler  ortaya  çıkar.  İşler,  tayin  ve tespit   edilirken   kültürel   değerlerin   etkisi   olacaktır.   Toplumun   kültürel değerleri,  örgüt  içinde  yer  alan  kişileri  etkilemektedir.  Benzer  inanç  ve tutumlar, benzer kültürel değerlerin yaygınlığını, örgütlenme fonksiyonunun uygulanmasını kolaylaştıracaktır

 

         Yürütme: Bu fonksiyona  kültürün  etkisi  çok  yönlüdür.  Kültürel değerlerinin  etkisi  altında  olan  kişiler,  örgüt  içinde  de  kendi  kültürlerinin etkisinde   oldukları   gibi,   başka   kültürlerin   üyelerini   etkileyecekler   veya onlardan   etkileneceklerdir.   Bu   da,   takım   ruhunu   etkileyecektir.   Kültür değişiminin yavaş olduğu toplumlarda, geleneksel  inanç  ve  değerler hâkimdir. Bu da, sanat yöneticisini olumsuz yönde etkileyebilmektedir.

         Kontrol: Toplumun teknolojik yapısı, kontrol  araçları  ve  yollarını belirlerken; kültürel değerler,  tutum  ve  tavırlar,  kontrolü  zorlaştıracak  veya kolaylaştıracaktır.  Grubun  kültürel  özellikleri  bilinirse,  kontrol,  kıstas ve yollarının belirlenmesi kolaylaşacaktır. Toplumun kültürel düzeyi değiştikçe, kontrol standartları da değişecektir (Erdoğan,1975:82-131).Sanat yönetimini   etkileyen   bu   fonksiyonlarının   yanında;   sanatın stratejileri  ve  liderlik  türleri,  çalışanların  gelişim  programları,  gösterilerin planlanması   ve   sunumu,   halkla   ilişkiler,   projeler,   bütçe   ve   parasal ihtiyaçların  tanımlanması  gibi  çalışmalar  da  bu  alan  içinde  yer  almaktadır (F.Erbay,2009:23)  Artık,  çoğu  devlet,  sanat  yönetimi  organizasyonlarına daha  da  yaklaşmaktadır.  Ayrıca devlet, sanat yöneticilerine  destek  olacak olan güncel bilgileri sağlamada da daha destek olucudur (Byrnes,2009:42). Gibi kişisel özelliklerden bahsedebiliriz.

     Görev yetkileri açısından aynı şekilde özel ve devlete bağlı olarak bir ayrım daha yapacağım. Devlet kurumları daha sistematik çalışıyor bir karar verilirken tek kişiye bağlı kalınmıyor. Devlete bağlı olan kurumlarda bir sanat kurulu var ve kararlar buradan geçiyor toplantılar sonucu alınan kararlar uygulamaya koyuluyor. Tek bir karar mercii yok özetle… Ama özel kurumlarda sanat yönetmenlerinin yetkileri daha farklı daha özgür ve bireyler çalışabiliyorlar.

 

    Sanat koordinatörlerinin yaşadığı zorluklara gelirsek genelde maddi imkânsızlıklar karşımıza çıkmaktadır. Özel ve devlet kurumları olarak ayrılan sanat kurumları ödeneklere göre işlerini organize ediyor diyebiliriz. Maddi açıdan yeterli olmayan durumlarda işlerde ona göre büyüyüp küçülebiliyor. Maddi açıdan özgür olan bir sanat kurumun güzel işlere imza atmak konusunda daha şanslıdır diyebiliriz. Sanat yönetmenlerimizin Türkiye’de yaşadığı sıkıntıların başında maddi olanaksızlıklar geliyor olarak gözlemledim hatta çalışmalarını ödeneklerine göre düzenleyip imkanlar dahilinde işler çıkarmaya çalıştıklarını söyleyebilirim.

 

       Sanatı yönetirken güzel ve kaliteli işler yapmak sanat koordinatörlüğü mesleği için oldukça önemlidir. İşlerin doğruluğu, kalitesi tamamen onların sorumluluğundadır. Bu yüzden sorumluluk olarak bu tarz misyonlar yüklenmişlerdir.

     Sanatla ilgili kurumların sanat yönetmenine ihtiyacı olduğu düşüncesindeyim. Koordine edilirken her işte olduğu gibi bir düzene ihtiyaç vardır, bu sebepten dolayı işlerin doğru ve sistemli ilerlemesi için bir lidere ihtiyaç vardır. İşlerin kalitesini sınayan, kurumu düzene sokan birine mutlaka ihtiyaç vardır, olmadığı takdirde kurumda karışıklığa veya adil olmayan durumlara ortam hazırlanmış olur diye düşünüyorum.

   

 

2. Alt Amaca ilişkin bulguların sonucuna göre, (2. Bir sanat etkinliğinin belirlenmesinden sahnelenmesine kadar olan süreç nasıl gerçekleşmektedir?)

   Yıllık sanat etkinliklerinin belirlenme süreci olarak nisan ayının ilk haftası sanat toplulukları ve sanatçılar kuruma başvuruda bulunurlar, bu başvuruda yapacakları iş, repertuarları, özgeçmişleri bulunur kısacası kendileri ve işleriyle ilgili detaylı bir sunu gerçekleştirirler. Bunun yanı sıra kurumun kendi düşündüğü isimlerle ve sanat toplulukları ile iletişime geçilir… Haziran ayının ilk haftası sanat kurulu detaylı toplantılar gerçekleştirerek programı ve eserleri ve sanatçıları kararlaştırır. Sonraki aşama ise bu belirlene organizasyonların koordine edilmesidir

 

   Bir konser etkinliğinin gerçekleşme aşamaları ise ilk önce konser tarihi iki tarabada uygun olacak şekilde belirlenir. Daha sonra kaşede anlaşılır bu iki aşama tamamlandıktan sonra anlaşma sağlanır ve konser topluluğunun veya sanatçını güncel fotoğraf, biyografi, repertuarı ve konser süresi istenir; bu bilgilere dayanarak afişler ve broşürler bastırılır. Konser zamanı yaklaşırken sanatçının veya sanat topluluğun ulaşımı çalgı aleti bakımları gibi işlerle ilgilenilir. Konser günü ise özel istekler yerlerine getirilir. Bir etikliğin aşamaları bu şekildedir.

 

   Yaşanabilecek türlü türlü aksaklıklar konser organizasyonlarında tabiimi mevcut fakat oturmuş bir kurumda aksaklıklar sıklıkla yaşanmamakta herkesin iş görevini bildiği bir çalışma düzeninde aksaklık yaşamak biraz nadir bir durum. Ama ekipler kendi içlerinde bazen aksaklıklar yaşayabilir kostüm sorunları, hastalıklar vs. gibi teknik aksaklıklar fazla karşılaşılan bir durum değil zaten sanat yönetmeninin görevlerinden biride aksaklıkları ortadan kaldırmak ve düzene sokmak bu sebeple aksaklıklara pek yer yok diyebiliriz bu meslekte…

 

3.Alt Amaca ilişkin bulguların sonucuna göre, (3. Gerçekleştirilen etkinliklerin yönetim, eleştirmen, sanatçı ve seyirci geri bildirimlerinde neler yaşanmaktadır?)

   Süreyya Operasında genelde başarılı etkinlikler düzenlendiği kendi ve sanat koordinatörü Gizem hanımın ortak fikri bu sebepten fazla eleştiriye ve kötü yoruma maruz kalmadıklarından bahsediyor. Âmâ seyircilerin genelde kişisel sebeplerden dolayı önerilerle gittiklerini gözlemledim. Kurumlar ve yöneticiler açısından bu öneriler ve eleştiriler oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Koordinatörümüz bu tarz şikâyet ve yorumlara fazlasıyla önem verdiklerini üzerinde çalıştıklarından bahsediyor yani bu işin interaktif bir iş olduğunu seyircilerle iletişim halinde olduklarını söyleyebilirim…

 

4.Alt Amaca ilişkin bulguların sonucuna göre, (4. Müzik etkinliklerinin organizasyon sürecinde neler yaşanmaktadır?)

 

   Etkinlikler için seçilen sanatçılar genelde profesyonel kişilerden tercih ediliyor. Belirli bir ismi olan sanatsal eserler bırakmış, üretmiş, enstrümanında yüksek bir seviyeye gelmiş kişiler sanat kurumunun ve kurulun dikkat ettikleri unsurlar arasında. Herkesin çıkmak isteyip çıkabileceği bir sahne değil Süreyya operası belirli bir özgeçmişe sahip olmak gerekiyor.

  Bir sanat Koordinatörü sadece müzik etkinleri ile ilgilenmez herhangi bir sergi seminer organizasyonu gibi konularda onların çalışma alanına girer. Bir sergininde tüm detayları ile ilgilenebilirler çerçeve yapımı, afiş hazırlanması, eserler ile ilgili bilgilerin toplanması, sergi gününün organize edilmesi gibi birçok detay sanat koordinatörlerinin görevleri içindedir.

 

 

 

5.Alat Amaca ilişkin bulguların sonucuna göre,  (5. Ulusal ve uluslararası düzeyde sanat yönetmenliği mesleğinin güncel durumu ile ilgili değerlendirmeler yapabilir misiniz?)

 

      Dünyaya kıyasla ülkemizde bu mesleğin ortaya çıkışı ve gelişimi geç olmuştur yorumunu yapabiliriz. Çünkü sanat gelişmiş ülkelerde daha önce gelen bir ihtiyaç durumudur. İnsanlar ekonomik olarak kendilerini gerçekleştirme fırsatı buldukları için sanat yapmak, sanatı yaşamak, sanatsal zevklerini doyurmak açısından Avrupa’da daha şanslıdır. Ülkemizde sanat ihtiyacının giderilmesi yaşam koşulları sebebiyle geriden gelmektedir. İnsanlar yaşam derdine düşerken sanat ihtiyaçlarını görmezden gelmek zorunda kalmışlardır bu sebeptendi ülkemizde sanat geç gelişmiştir. Buna bağlı olarak sanat yönetimi mesleğimde dünyaya kıyasla biraz daha geriden gelmektir. Güzel bir yanı da var ki ülkemizde sanat her şeye rağmen gelişim sürecindedir. Eski dönemlere kıyasla oldukça ilerlemiştir bu sebepten dolayı sanat kurumları arttıkça sanat yönetmenlerine ihtiyaç duyulmaya başlamıştır ve bu meslek yavaş yavaş tanınan bir meslek dalı olarak karşımıza çıkar.

       Röportajı gerçekleştirdiğimiz Gizem Hanım yurtdışı bağlantılarının kuvvetli olmadığını söyleyerek kıyas yapmaktan çekinmiştir. Kendisi özel kurumların bu açıdan daha şanslı olduklarını, bütçe yeterliliği sebebiyle daha farklı topluluk ve sanatçılarla çalıştıklarından bahsetmiştir. ‘’Bu mesleğin ülkemizde gelişmesi için bir takım çalışmalar yapılması gerektiği düşüncesindeyim. Görüşmede bulunduğum sanat yöneticisi Gizem Hanım yurtdışı bağlantılarının az olduğundan bahsetti bunu ülkemizde bir açık olarak görüyorum. Yeni açılan kültürel ve sanatsal kurumlar,  devletin bankalara eser alma zorunluluğu getirmesi,  yarışmalar açması,  konserler düzenlenmesi,  yabancı öğretim üyelerini ülkeye getirmesi ya da genç öğrencileri yetiştirmek üzere yurt dışına göndermesi,   sergilerin açılmasını desteklemesi,   konserler yapılması, sanatı etkileyen önemli faaliyetlerdir ‘’(Erbay,2009,40)

    ‘’ Sanat yönetiminin tarihteki örneklerinin de,   bugünkü yönetim fonksiyonlarına yakın bir işleyişle gerçekleştirilmiştir.    Bu sistemli yaklaşımın amacı: katılımı ve memnuniyeti en üst seviyeye getirmek içindir. Sanat yöneticisi, sanatın ve kültürün üretilip dağıtıldığı; eğitimsel, girişimsel ve kültürel bir örgütü gerçekleştirmede başarılı olursa,  yönetimden aldığı keyif de gerektiği şekilde artış gösterecektir’’ (Gürten,2009:117-118).

 

       Diğer ülkelerin geldiği seviyeye ulaşmak biraz zaman alacak gibi ama doğru bir yolda olduğumuzu söyleyebilirim. Yurtdışındaki fiziki ve sosyal imkânlara sahip olamasak da ülkemizde sanata değer veren, güzel sanatsal eserler ortaya koyan bir kesim olduğunu düşünüyorum bu kesim ülkemizin kültürel açıdan seviyesini yükselten ve ülkemize değer katan bir kesim, Bu şekilde gelişmeye devam edersek dünya ile aynı seviyeye geleceğimiz düşüncesindeyim. Tabi ki belirli etkenlerinde desteğiyle mesela ekonomi, sosyal refah gibi. Refah seviyemizin yükselmesi durumunda sanata olan ilgi artacak insanlar birinci ihtiyaçlarını gerçekleştirdikten sonra daha sonraki ihtiyaçları olan sanatsal ihtiyaçlarını karşılama eğilimine gideceklerdir…

 

 

Öneriler

Gün geçtikçe gelişmekte olan Sanat Yönetmenliği mesleğinin daha yakından tanınarak yaygınlaşması amacı ile yapılmış olan bu çalışmanın sınırlılıklarının genişletilerek, İstanbul Kültür Ve Sanat Vakfı genel sanat koordinatörü, İstanbul Devlet Opera ve Balesi genel sanat koordinatörü gibi daha geniş kitlelere ulaşım sağlayan sanat kurumlarının koordinatörleriyle yapılan görüşmelerle Yurtdışı bağlantılı sorulara da daha kapsamlı cevaplar alarak alan literatürünün genişletilmesi ve bilgilerin zenginleştirilmesini öneririm.

 

 

 

 

 

Kaynakça

 

·         Gürten, E. (2009).  Sahne Sanatlarında Yönetim ve Etkili İletişim, İstanbul Kültür Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi

·         Mutlu,E. (2009). Sanat-Sanat Yönetimi ve Ötesi. İstanbul Eleştiri Dergisi,cilt 2

·         Byrnes, W. J.(2009).  Managemet Arts. Burlington: Focal Pres

·         Littman, B. (2004). Sanat Yöneticisi Profili. İstanbul: Akademist Dergisi Sanat Yönetimi Özel Sayısı, Sayı:8

·         Erdoğan,İ. (1975). Kültürün Yönetim Fonksiyonlarının Uygulanmasına Etkisi ve Faktör Analizi Yöntemi ile Bir Araştırma

·         Kısaoğulları,A. (2013) Sanat Yönetimi ve Sanat Yöneticisi. Ulakbilge dergisi  Cilt 1, Sayı 1

·         Tolstoy. (1898) Sanat Nedir? İstanbul: İlgi Kültür Sanat Yayınları.

·         Say,A.(2015) Müzik Tarihi.Ankara : Müzik Ansiklopedisi Yayınları

·         Karasar, N. (2020). Bilimsel Araştırma Yöntemi. Ankara:Nobel Yayıncılık

Görüşme

·         Tüzün, Sibel 2021 Kadıköy Süreyya Operası Genel Sanat Koordinatorü, Kişisel Görüşme,12.01.2021

 

     Danışman: Doç. Dr. Ümit Kubilay Can

 

Yorumlar